Oscar Heizer'in Mektubu : 1905 Istanbul | 2mi3
top of page

Oscar Heizer'in Mektubu : 24 Eylül 1905, Istanbul

        Büyükdedem Hurmuzios Vafiadis'in, Ortaköy Leylek Yuvası Sokak'ta, eskiden 'Alman Koch'un Bahçesi' olarak bilinen bahçesinde iki goril ve birçok farklı hayvan yetiştirdiğini anlattığım yazımı 2mi3museum'da yayınlamamın üzerinden biraz zaman geçmişti ki, Amerika'da yaşayan Japon asıllı bir kişiden enteresan bir e-posta aldım. İsmini vermek istemediğim bu adam bana eşinin büyükannesinin ve babasının bir dönem Ortaköy'de yaşadığını, dolayısıyla paylaştığım eski Pervititch Ortaköy haritasının çok ilgisini çektiğini söylemişti. Cümlelerini bitirirken de, eski bir gazeteden bir mektup göndermiş ve ailesinin bahsettiği ve ziyaret ettiği 'Maymun Evi' diye bir evin, Hurmuzios Vafiadis'in evi olma ihtimalini sormuştu. 

        Gönderdiği mektubu, sadece bu ihtimali cevaplayabilmek üzere okuduğumda, 'Maymun Evi' diye belirttiği yerin, Aşiyan civarlarında olduğunu görmüş ve kendisine buranın bizimkilerle ilişkisi olmadığını belirtmiştim. Geçtiğimiz gün, bu mektubu tekrar ve daha dikkatli okumak istedim. 24 Eylül 1905 tarihinde yazılmış bu mektup hızlıca okunduğunda günlük bir anı gibi geliyor. Ama bahsedilen yer ve isimlere biraz odaklanıldığında, 1900'lü yılların İstanbul'una hatta tüm Osmanlı İmparatorluğu'na dair ilginç detaylar içeriyor.

Oscar Heizer, Adams County Free Press, 24 September 1905

Oscar Heizer'ın Mektubu , Adams County Free Press, 24 September 1905

        Öncelikle sizlerle, İngilizce'den Türkçe'ye tercüme ettiğim bu mektubu paylaşayım. Buyrun, Oscar Heizer'in 24 Eylül 1905'te, Adams County Free Press gazetesinde yayınlanan, Istanbul'dan yazdığı mektubun tercümesi :

  

          İstanbul'daki Kutsal Kitap Evi'nden (İngilizce metinde Bible House olarak geçmektedir) Oscar Heizer'ın, bu şehirdeki annesi Bayan D. B. Heizer'a yazdığı aşağıdaki mektubu okumak çok eğlenceli. Oscar'ın buradaki birçok arkadaşı ondan haber almaktan memnun olacak.

                                           

         Bebek, Pazar akşamı,  Eylül 24 1905              

 

Sevgili anne,
 

                    Çocuklarla uzun bir yürüyüşten yeni döndüm, akşam yemeğini yediler ve çok yorgun ve uykulu yatağa gittiler. Çaydan hemen sonra yola çıktık ve hava karardıktan sonra saat 7'de döndük. Robert Koleji'nin hemen aşağısındaki Rumeli Hisarı'nda, çocukların 'Maymun Evi' dediği, evcil bir maymunu olan Yunan bir ailenin evine doğru gitmeye başladık. Bebek'ten saat 4 sularında yola çıktık ve vagon yolundan Boğaz'ın kıyısından geçtik; Yürürken Boğaz'dan yukarı çıkan ve 'Göksel Sular' (İngilizce metinde Heavenly Water olarak geçmektedir) olarak adlandırılan Boğaz'a dökülen bir nehre giden birçok sıra tekne, kayık ve sandal geçtik. Burası küçük ve güzel bir nehir ve Pazar ve Türk Şabat (Cuma) günü her türden güzel tekneler ve güzel kadınlarla doludur. Türk kadınları oraya gitmeyi ve kayıklar dar dereden aşağı inip geçerken genç erkeklerle bir tür sessiz flört etmeyi çok seviyor. Nehrin kıyısındaki çayırlar, kilim veya hasırların üzerinde oturan ve zenginlerin güzel kayıklarıyla nehirde bir aşağı bir yukarı hareketini izleyen daha yoksul sınıflarla doludur; bazılarının küreklerinde parlak mavi giysili veya altın işlemeli süslemeli kırmızı ipek peluş ceketler giyen üç ya da dört adam var. Ara sıra hafif İngiliz yapımı kayığını dümende kız arkadaşıyla kürek çeken bir İngiliz geçiyor.

            

        Yürürken, güzel hafif kayığıyla, annesiyle 'Göksel Sular'da kürek çeken Angus Swan'ın yanından geçtik. Bayan Swan, Ida ve Beatrice'i anneleriymişçesine sordu. O bizim çok değerli bir arkadaşımız ve tüm Swanlar'ı çok severiz; Bayan Swan ve kızı Lily Swan bize her zaman çok iyi davranmışlardır. Su kenarında yaşıyorlar, su evlerinin temeline çarpıyor. Bebek'te uzun yıllardır yaşıyorlar, beyaz sakallı yaşlı Thomas Swan 1856'da İstanbul'a gelmiş ve o zamandan beri burada yaşıyor. Bir gemi acentesi var ve gemileri Liverpool'dan Odessa'ya ya da Tuna limanlarına giderken, Boğaz'da bir aşağı bir yukarı geçerken evinin önünden, gece gündüz olsun her zaman yüksek sesle düdük çalarlar. Dün gece Karadeniz'den gelip İstanbul Boğazı'ndan geçen büyük bir buharlı geminin derinden yankılanan düdüğüyle uyandım ve Thomas Swan'ın gemilerinden biri olduğundan eminim.

                  

         Muhammed tarafından inşa edilen kalelerin yanından yürüdük ve Türk muhafız evinde  bir ileri bir geri dolaşan nöbetçilerin önünden geçtik ve sonra 'Maymun Evi'ne giden basamaklı yola saptık ama evdekiler yoktu ve ev kilitliydi, bu yüzden vadiyi geçtik ve Kutsal Kitap Evi'ndeki tercümanlardan birinin, bir oğlu ve bir kızı olan Rahip Garabed Keropyan'ın evine gittik. Oğlu Robert Kolej'e gidiyor ve kızı Üsküdar'daki Amerikan Kız Koleji'nden mezun oldu. Tepelerin üzerinden eve dönmek ve gün batımını görmek istediğimiz için uzun süre duramadık, bu yüzden bir bardak limonata ve yanında kurabiyelerden (burada yerliler her zaman misafirlere Türk kahvesi veya limonata veya serinletici içecek verirler) sonra tekrar yola çıktık. Robert koleji ve sonrasında Dervişler Tekkesi'nin yanından, sırtın zirvesinde, yukarıdan ve aşağıdan göz alabildiğine muhteşem bir Boğaz manzarası izledik.

         Güneş çoktan batmıştı ve bulutlar batan güneşin son ışınlarıyla çok güzel aydınlanmıştı. Şimdi, köyümüzden genç bir İngiliz olan ve tepelerde köpeğiyle uzun bir geziden sonra eve dönen Jim Gatheral ile birlikte yürüdük; Pauline onun büyük elini tutuyordu, çünkü Gatheral iri yarı bir adamdır, ve Helen, köpeğini kovalıyor, yol kenarından aldığı bir kaz tüyüyle onu fırçalamaya çalışıyor. Bebek vadisine indiğimizde hava oldukça karanlıktı ama sarp yamaçtan inen zikzak patikaları olan Bay Schorr'un yamacından geçen yolun her adımını biliyorduk ama alt kapıya geldiğimizde kapalı ve sürgülenmiş bulduk; birkaç rap sesi yukarıda Schorr evinde kapının yanındaki evde yaşayan Bayan Dr.Greene'i rahatsız etti ve şimdi eve yakındık ve çocuklar yorgun ve açtılar. Bay Schorr'un evinin önündeki balık havuzunun yanından geçerken, çocuklar  her zaman ki gibi durup Japon balıklarının dikkatini çekmek ve parmaklarına ısırık almak için durup havuza parmaklarını soktular. Pauline, balıkların hepsinin uyuduğunu belirtti. Rand ise endişeliydi çünkü Pazar bayrağımız çekilmemişti ve çiy ile ıslanmasından korkuyordu. Çocuklar çok güzel vakit geçirdiklerini söyleyip, önümüzdeki Pazar tekrar gitmemizin daha iyi olacağının, belki de maymunu evde bulacağımızın ve bir dahaki sefere yanımıza birkaç paspas almamızın çok daha iyi olacağının sonucuna vardılar.

         Will Amca muhtemelen gelecek hafta dönecek; altı haftadır Küçük Asya'ya gitti ve ben işten bunaldım, erken saatlerden geç saatlere çalışıyor, geceleri son vapurla eve dönüyor ve geceleri yapmam için yanımda iş getiriyorum. Ama ben bu tempoya daha fazla ayak uyduramayacağım ve bir tatil isteyeceğim, sanırım dönüşünden sonra ya da belki Kasım ya da Aralık ayına kadar bekleyeceğim ve daha sonra özel ev adamımızla yaban domuzu avına çıkacağım, uzun zamandır onunla Karadeniz'e yakın Küçük Asya'ya gitmek istiyorum. O harika bir avcıdır ve neredeyse her zaman bir sürü av hayvanı getirir - yaban domuzu, geyik ve orman tavuğu. O çulluk avlarken gördüğüm kadarıyla iyi bir nişancı. Bir kuşu kanadından nadiren ıskalar. Ida ve Beatrice iyi geçiniyorlar.

         Herkese Sevgiler,

         Oscar Heizer

         Yazımın başında da belirttim ya, hızlıca okunduğunda günlük anı gibi gelen bu mektup aslında çok enteresan detaylar barındırıyor. Benim ilgimi çeken mekan ve isimler şu şekildedir: Kutsal Kitap Evi (Bible House), Göksel Sular (Heavenly Waters)Maymun Evi,  Dervişler Tekkesi, Thomas Swan, Jim Gatheral, Dr.Greene, Rahip Garabed Keropyan, ve tabii ki bu mektubu yazan Oscar Heizer.  Elimden geldiğince bu ilgimi çeken kısımları araştırdım. Öğrendiklerimi sizlerle başlıklar halinde paylaşmak isterim.

Kutsal Kitap Evi (Bible House) : 

        İlk bakışta sıradan bir gün hikayesi gibi gelen bu mektubu, Adams County Free Press gazetesi okuyucularına takdim ederken dikkatli bir okuyucunun ilgisini mutlaka çekecek bir giriş yapmış. 'İstanbul'daki Kutsal Kitap Evi'nden Oscar Heizer'ın mektubu ...' derken, Bible House olarak ifade edilen mekan merak uyandırmaktadır. Meraklı bir okuyucu, bu evin neresi olduğunu, ne iş yaptığını bilmiyorsa mutlaka öğrenmek isteyecektir diye düşünüyorum . Zaten bu Kutsal Kitap Evi'nin ne olduğu öğrenildikten sonra, mektuptaki bazı kişiler hakkında biraz daha fikir sahibi olacağız.

Bible House (Kutsal Kitap Evi) Constantinople, Istanbul

Bible House (Kutsal Kitap Evi) Constantinople, Istanbul

        Kutsal Kitap Evi, ya da metindeki adıyla 'Bible House'un geçmişi ilk Amerikan-Osmanlı ilişkilerine dayanmaktadır. Bu bölümde bahsedeceğim bilgileri, Prof. Dr. Çağrı Erhan'ın ' Ottoman Official attitudes towards American Missionaries ' başlıklı araştırmasından derledim.

        Türkler ile Amerikalılar'ın ilk ilişkileri 1790 yılına dayanmaktadır. Bu ilişkilerin resmiyet kazanması ise 1830 yılında imzalanan bir anlaşma sonucu gerçekleşmiş ve 1831 yılında David Porter Bab-ı Ali'nin (Sublime Porte) Amerika temsilcisi olmuştur. Tabii bu ilişkilerin başlamasıyla, Amerikan misyoner faaliyetler de Osmanlı topraklarında artmış ve hatta 20.yüzyılın başlarında bu iki devlet arasındaki ilişkilerin zedelenmesi, bu misyoner faaliyetlerin artmasından kaynaklanmıştır.

              

        Misyonerlik faaliyetleri, yayılması istenen inancın bir kitabını gerektirir ve bu kitapların basılması için de şüphesiz bir matbaanın varlığını... 1822 yılında Malta'da bulunan bu matbaa, 1833 yılında İzmir'e ve ardından 1852 yılında İstanbul'a taşınmıştır. İlk başta Osmanlı topraklarındaki gayrimüslimleri hedefleyen Protestan misyoner gruplar, kendi kutsal kitaplarını Ermenice, Rumca, İtalyanca dillerinde basmış ve bu gayrimüslim toplum üyelerini kendi inanç sistemlerine çekmek istemiştir. Bu matbaada sadece kutsal kitap değil, ayrıca popüler konularda dergiler de basılmıştır. Ermenice basılan Avedaper dergisi, bu misyoner gruplardan çıkan dergilerdendir. Gayrimüslimlere yönelik olan misyonerlik faaliyetleri, Bâb-ı Âli'yi rahatsız etmemiş, taa ki 1860'lı yıllarda bazı müslümanların da din değiştirmesine kadar... Bu durumun ardından Osmanlı yönetimi, misyonerlik faaliyetlerine, bastıkları yayınlara yeni regülasyonlar getirmiş ve kontrol altına almaya çalışmıştır.

​Bible House Efemeraları ve Avedaper Dergisi

Bible House Efemeraları ve Avedaper Dergisi

        Bu kısa açıklamadan sonra biz, Oscar Heizer'in ilginç mektubuna geri dönelim. 1852 yılında İstanbul'a taşınan Kutsal Kitap Evi burada yirmi yıl faaliyet gösterdikten sonra, Mercan'da bugün Vasıf Çınar Caddesi olarak bilinen dönemin Rıza Paşa Yokuşu'na taşınmıştır. Aşağıdaki fotoğrafta Pervititch haritaları üzerinde ve Google Haritalar üzerinde bu bina gösterilmiştir. Bu mektubun 1905 yılında yazıldığını göz önüne alacak olursak bahsi geçen Kutsal Kitap Evi Rıza Paşa Yokuşu'nda yer almaktadır. Bu mektubun buradan gönderilmesi ve mektubun içeriğinde geçen kısımlar ise Oscar Heizer'in kim olduğu hakkında merak uyandırmaktadır.

​Bible House (Kutsal Kitap Evi) Constantinople, Pervititch Haritaları ve Google Maps üzerinde gösterim

Bible House (Kutsal Kitap Evi) Constantinople, Pervititch Haritaları ve Google Maps üzerinde gösterim

Oscar Heizer : 

        Oscar Heizer'in kim olduğuna ulaşmak çok zor olmadı, karşıma kendisini anlatan bir wikipedia sayfası doğrudan çıktı. 1868 doğumlu Oscar Heizer, Osmanlı İmparatorluğu'nda çeşitli görevlerde bulunan Amerikalı bir diplomattır. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Trabzon Başkonsolosu olarak görev almıştır. Heizer'in bu dönemde Trabzon Başkonsolosu olduğunu öğrenmem beni nedense şaşırtmadı, çünkü 1905 yılında yazdığı mektubunda 'uzun zamandır onunla Karadeniz'e yakın Küçük Asya'ya gitmek istiyorum' derken, bu bölge ile bir ilişki içerisinde olduğunu farketmiştim. Ama yazımın başında da dedim ya, mektubu detaylı incelemezseniz Oscar Heizer'in İstanbul'daki bir gününü ve hislerini annesine anlatmasını okumuş oluyorsunuz sadece.

Oscar Heizer

Oscar Heizer

        1915 yılını Amerika'ya sürekli rapor eden Heizer daha sonra Amerika'ya dönmüş ve  1922 yılında  İzmir'den giden mülteciler için bir fondan sorumlu olmuştur. 1923 yılında Kudüs Başkonsolosu olan Oscar Heizer 1956 yılında vefat etmiştir.

        

        Biraz fazla tarihi detaya girdim sanırım. Gelin şimdi hepberaber, mektubu okuduğumda daha da ilgimi çeken bize 1905'in Istanbul'unu anlatan ve değişik mekanlarından bahseden kısımlarına değinelim. Göksel Sular'a, Maymun Evi'ne ve Dervişler Tekkesi'ne...

Göksel Sular, Maymun Evi ve Dervişler Tekkesi : 

        Oscar'ın mektubunu detaylarına inerek okurken, daha girişte bahsettiği yerler dikkatimi çekmişti. 'Heavenly Water' diye bir nehirden, Bebek'te 'Maymun Evi' diye adlandırdığı bir evden bahsediyordu. Aslında anlattığı günün Bebek'te geçmesinden dolayı 'Heavenly Water'ın neresi olduğunu hemen tahmin ettim, ama açık konuşmak gerekirse mektubun büyüsünü bozmamak için burayı 'Göksel Sular' olarak çevirdim. Nehir diye bahsettiği bu yer aslında Göksu Deresi'nden başka bir yer değildi. Göksu Deresi'nin denize döküldüğü noktanın tam karşısında, Rumeli Hisarı, Aşiyan ve Bebek yer almaktadır. Demek 1905 yılında, Bebek'ten sandallar, tekneler Göksu Deresi'ne doğru hareket ediyormuş. Özellikle Cuma (Türk Şabat'ı demiş Oscar bugüne) ve Pazar günleri çok daha kalabalık olurmuş burası. Sandallarla burayı gezenlerin toplumun daha zengin kesimi olduğunu, hatta fakir kesimin de onları izlediğini vurgulamış Oscar mektubunda. İstanbul'da yaşayan İngilizler'in de bu sandal sefasını yaptıklarından bahsetmiş. Türk kadınlarının sessizce flört ettiğinden bahsettiği cümlesinde 1905 yılında oradaki ortam gözümde canlanmadı değil. Belki de izlediğim eski dönem filmlerinin etkisidir bu canlanma...

​Kartpostal ve Fotoğraflarda Göksu Deresi (Heavenly Waters)

Kartpostal ve Fotoğraflarda Göksu Deresi (Heavenly Waters)

        Gelelim benimle bu mektubu paylaşan arkadaşın üzerinde durduğu ve beni de en çok heyecanlandıran yere, Maymun Evi'ne. Oscar Heizer üç kere bahsetmiş bu evden; anlaşılan çocukları çok görmek istemiş burayı. 24 Eylül 1905 sabahı zaten sırf bu evi ve maymunu görmek için çıkmışlar ya bu yürüyüşe. Sabah evinde bulamamışlar, akşamüstü gene bir yoklamışlar ve umutsuzca bir sonraki Pazar gününü beklemişler.  Rumeli Hisarı ile Robert Koleji arasında bir yerde, Yunan bir aileye aitmiş bu ev ve bu ailenin evcil bir maymunu varmış. 2mi3museum'da dedemin Ortaköy'deki goril hikayesinden bahsettiğim yazımda, Rum olmamın da verdiği destek ile aradığı yeri bulduğunu düşünmüş, sevgili okuyucum. Yazımı okuduğunda yaşadığı heyecanı hissedebiliyorum, çünkü ihtimallerin araştırıldığı konularda ipuçları yakalamak heyecan vericidir. Ama maalesef, gerek mektubun yazıldığı 1905 yılı, gerekse bahsedilen lokasyon buranın bizimkilerle bir ilişkisi olmadığını doğrulamaktadır. Zaten 1905 yılında büyükdedem Hurmuzios Vafiadis, Langa'da yaşayan 6 yaşında bir çocuktu henüz.

Rumeli Hisarı, Bebek - 1918 Necip Bey Haritaları

Rumeli Hisarı, Bebek - 1918 Necip Bey Haritaları

        Gene de bulmak istedim bu Maymun Evi'nin yerini. Hem benim için ilginç bir keşif, hem de bulursam okuyucuma güzel bir sürpriz olur diye düşündüm. 'Muhammed tarafından inşa edilen kalelerin yanından yürüdük ve Türk muhafız evinde  bir ileri bir geri dolaşan nöbetçilerin önünden geçtik ve sonra 'Maymun Evi'ne giden basamaklı yola saptık ama evdekiler yoktu' demiş ya Oscar annesine, ben de bir umutla yürüdüm Rumeli Hisarı'na kadar. Basamaklı yol dediği burası olabilir mi acaba diyerek, Arpacı Çeşme Sokağı'ndan yukarı tırmandım; Rumeli Hisarı'nın arkasına doğru, evlere baka baka yürüdüm. Boğaziçi Üniversitesi'nin Kale kapısına kadar geldim. İstanbul'da bilinen bir aile miydi, yoksa maymunu ile ün kazanmış bir ev mi? Bu sorunun cevabını ve bu evi maalesef bulamadım. Belki de buraya bu ismi Oscar'ın çocukları vermiş ve onların haricinde başka kimse de önemsememişti. Hal böyle olunca Aşiyan Yolu'ndan sahile geri indim.

        Mektupta bahsi geçen ve ilgimi çeken bir başka mekan, Dervişler Tekkesi.  Rahip Garabed Keropyan'ın evinden dönerken ailecek geçmişler Dervişler Tekkesi'nin yanından. Adı geçmişken bahsedelim; Rahip Garabed Keropyan, mektuptan da anlaşılacağı üzere, Kutsal Kitap Evi'nin tercümanlarından biriymiş. Garabed Keropyan, 24 Nisan 1915'i yaşayanlardan biri, ama hikayesi biraz daha farklı. Wikipedia'da okuduğum üzere, 7 Mayıs 1915'te Talat Paşa'nın özel telgrafıyla İstanbul'a dönmesine izin verilmiş, 9 Mayıs 1915 Pazar günü serbest bırakıldıkları konusunda bilgilendirilmiş ve 11 Mayıs 1915'te Çankırı'dan ayrılmış. Kendisi daha sonra Amerika'ya yerleşmiş.

        Oscar Heizer'in Dervişler Tekkesi diye bahsettiği yer, Rumeli Hisarı-Bebek yolu üzerinde, Kayalar Mezarlığı yanında bulunan Durmuş Dede Tekkesi olabilir. 1938 yılında bu yolun genişletilmesi sırasında tekke binası yıktırılmıştır.

​Durmuş Dede Tekkesi, Rumeli Hisarı - 1938 Öncesi

Durmuş Dede Tekkesi, Rumeli Hisarı - 1938 Öncesi

Thomas Swan, Jim Gatheral, Bayan Dr.Greene : 

        Oscar Heizer'in mektubunda Thomas Swan, Jim Gatheral ve Bayan Dr.Greene'nin ismi dikkatimi çekmişti. Oscar hakkında birçok bilgiye ulaşmanın verdiği şevk ile bu isimleri de araştırdım.

        Thomas Swan hakkında yeterli bilgiyi aslında Oscar bize vermiş. Kendisi 1856 yılında Istanbul'a gelmiş, Bebek'te ailesiyle birlikte bir yalıda yaşamış ve bir gemi acentası varmış. Kendisi hakkında araştırma yaparken 'Levantineheritage' websayfası üzerinde bir kaydını buldum. Bu kayıtta Thomas Angus Swan, Bebek Yogurtu Sokak'ta ( muhtemelen günümüzdeki Yoğurtçu Zülfü Sokağı ) 9 numarada yaşamış ve 13 Haziran 1946 tarihinde Amerikan Hastanesi'nde vefat etmiştir. Bu kayıtta Angus ismini görünce anladım ki, mektuptaki Angus Swan ve Thomas Swan aynı kişilermiş (hatırlarsanız Oscar, önce Angus Swan'ın yanından geçtik diyor ardından beyaz sakallı yaşlı Thomas Swan diye devam ediyordu).

thomas angus swan.png

        Bu kaydı bulduktan sonra bir de Ticaret Yıllıkları'na baktım. 1913 yılı Ticaret Yıllığı'nda, Galata Köçeoğlu Han'da 3 numarada bulunduğu söylenen gemi acentası firması Swan Brothers, şüphesiz Thomas Angus Swan'a aittir diye düşünüyorum. Gene aynı yıllıkta, Swan A.'nın Bebek'te oturduğu görülmektedir.

1913 Ticaret Yıllıkları, Thomas Angus Swan ve Swan Brothers

        Gelelim diğer iki isme: Jim Gatheral ve Bayan Dr. Greene. Jim Gatheral hakkında bir bilgiye maalesef ulaşamadım. Greene soyadı ile ilgili olarak ise SALT Arşivleri'nde bir belge buldum. 1906 yılında Kutsal Kitap Evi'nden (Bible House) Joseph K. Greene isminde bir şahsın gönderdiği bir mektuptu bu. Oscar Heizer'in de mektubunu Kutsal Kitap Evi'nden gönderdiğini göz önüne aldığımda Bayan Dr.Greene'nin Joseph K. ile bağlantılı olduğunu düşündüm. Araştırmamın devamını Joseph K. Greene üzerinden yaptım ve karşıma Doç. Dr. Zeynep İskefiyeli'nin 'Misyonerliğe Adanmış Bir Ömür: Joseph Kingsbury Greene'  başlıklı çalışması çıktı. Bu çalışmasında Sn.İskefiyeli, Joseph'ten Osmanlı Devleti'nde tam 51 yıl görev yapan bir misyoner olarak bahsediyordu. Doç.Dr.Zeynep İskefiyeli Joseph'in eşi ile birlikte bir dönem Bebek'te yaşadığını da belirtmiş. Kafamda taşlar artık yerine oturmuştu, şüphesiz Oscar Heizer'in bahsettiği Bayan Dr.Greene, Joseph'in eşiydi.  Buyrun hemen aşağıda sizlerle Sn.İskefiyeli'nin çalışmasından aldığım Joseph ve eşinin fotoğrafını paylaşıyorum.

Greene.JPG

        2mi3.com üzerinde 'Serbest Bölge' bölümünü açarken niyetim, 2mi3museum için yaptığım araştırmalar sırasında karşıma çıkan ailem dışı ilginç detayları paylaşmaktı. Tıpkı daha evvel bu bölümde paylaştığım diğer yazılarda olduğu gibi, Oscar Heizer'in mektubu da bir 2mi3museum yazısı vasıtasıyla elime geçmişti. Açıkçası Maymun Evi diye anılan bir evin izinde başlayan bir araştırmanın, bu boyuta ve içeriğe ulaşacağını hiç düşünmemiştim. Heizer'in mektubundaki detayları çıkarmak beni biraz zorlamasına rağmen, tarihi araştırmanın verdiği keyfi sonuna kadar yaşadım. Bu mektuptaki detaylarla ilgilenen araştırmacılara yararlı bir kaynak olmasını umarım.

01 Eylül 2021

Yazan: Dimitri Daravanoğlu

Kaynakça:

1-) https://www.newspapers.com/clip/9464744/article-about-oscar-heizer-adams-county/

2-) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/845989

3-) https://en.wikipedia.org/wiki/Oscar_S._Heizer

4-) https://en.wikipedia.org/wiki/Deportation_of_Armenian_intellectuals_on_24_April_1915

5-) https://www.turbeler.org/detay/825-durmus-dede-hz

6-) http://www.levantineheritage.com/probate.html

7-) https://www.historystudies.net/dergi/tar20151260a5d.pdf

8-) https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/42260?locale=tr

9-) https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/2301

10-) https://www.2mi3museum.com/gorillasandortakoy

bottom of page