Post Mortem: Yaşadığımız Topraklarda, 1880'den Günümüze | 2mi3
top of page

Yaşadığımız Topraklarda Post Mortem Fotoğrafçılık, 1880'den  Günümüze...

         "Ölmüşlerimiz, biz onları unutana kadar bizim için asla ölü değildir." 

- George Eliot

         ''1840'larda dagerotip teknolojisinin icadıyla başlayarak Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'da, özellikle Viktorya döneminde, yas tutma ve hatırlama amacıyla, ölmüş sevilen birinin fotoğrafını çekmek popüler bir aile vedası biçimi olmuştu.'' 

- Pelin Aytemiz, Death photography in Turkey in the late 1800s and early 1900s: Defining an area of study,2013      

* Bu yazının içeriğinde göreceğiniz fotoğraflar rahatsız edici olabilir!

        Bundan yıllar evvel, 2000'li yılların başında,  aile içinde bir sohbet sırasında, fotoğraf albümlerimizden ölü bir adamın fotoğrafının geçtiğini duymuştum. 'Ölü bir adamın fotoğrafının geçtiği...' diyorum çünkü, bu fotoğraf sonradan iç kararttığı gerekçesiyle yok edilmiş ve ben hiç görmemiştim. Fotoğraf, vaftizannem Sofia'nın eniştesi Gabriel'e aitti. Gabriel'in vefatının ardından, ölmüş halinin çekilmiş bir fotoğrafı Fransa'dan Sofia'ya gönderilmişti. Yaşama sevinci çok yüksek bir insan olan Sofia, bu fotoğrafı bir süre albümlerde tutmuş fakat sonra 'ölü fotoğrafının bu albümlerde ne işi var' diyerek yırtıp atmıştı. Hal böyle olunca da Gabriel'in albümlerde sadece arkasında el yazısı ile tek bir fotoğrafı kalmıştı.

img812.jpg
img813.jpg

1920'ler Gabriel - 2mi3museum Aile Arsivinden

        Ölünün fotoğrafının çekildiğini ilk bu sohbet sırasında duymuştum. Bu sohbetin üzerinden yaklaşık on sene sonra, çok sevdiğim ve 'korku teması' ilgisinde ortaklaştığım arkadaşım Enver, bana post mortem fotoğrafçılıktan bahsetmişti. Post Mortem, yani ölüm sonrası... Enver bana bu konudan ilk bahsettiğinde bütün akşam beraber post mortem fotoğraflara bakmış, çoğu zaman şaşırmış ve ürpermiştik. Çünkü bunlar, sadece ölü insanın bedeninin çekildiği fotoğraflar değil, bir yas tutma, kaybedilen kişiyle son bir hatıra amacıyla çekilmiş fotoğraflardı. Ölmüş kişi giydirilmiş, poz verdirilmiş, kimi zaman kapanmış gözlerinin üzerine gözler çizilmiş ve ailesi de onunla beraber bu fotoğraf karelerinde yer almıştı. Ölmüşün ardından tutulan matem bu fotoğrafların ana temasıydı. Baktığımız fotoğraflar daha çok Batı Avrupa ve Amerika'da, 19.yüzyılın ortalarında çekilmişti.  Aklıma şu soru gelmişti, Türkiye'de ( Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında ) hiç post mortem fotoğraf çekilmiş miydi? Bu topraklara fotoğrafçılığın ilk geldiği yıllarda, fotoğrafa karşı toplumun tutumu ve ölünün mahremiyetini göz önünde bulundurduğumuzda, çekilmemiş olacağına karar vermiştik. Ama içimden bir ses, Levantenler'in, Rumlar'ın, Ermeniler'in, ve Müslüman olup da fotoğrafa karşı daha farklı bir tutum içerisinde olan bir kitlenin post mortem fotoğraf çektirmiş olabileceğini söylüyordu. İçimden gelen bu sesin peşinden hemen gitmemiş, bambaşka konularla ilgilenmiş ve sorduğum bu soruyu aklımın bir köşesine gizlemiştim. Ta ki, 2021 yılında Pangaltı Latin Katolik Mezarlığı'na gidip bir mezar taşını görene kadar...

Pangaltı Katolik Mezarlığı'nda bir Post Mortem Fotoğraf...

        Ailemin İtalyan tarafını ziyaret etmek için gitmiştim bu mezarlığa. Gitmişken de araştırmalarımda sürekli çizdiği haritalardan faydalandığım Jacques Pervititch'in mezarına uğramıştım. Bu aile kabrine bakarken, bir fotoğraf çok dikkatimi çekmişti. Fotoğraf, aynı kabirde yatan, Pervititch'in çok küçük yaşta, henüz 14 yaşında, vefat eden oğlu Henry'ye aitti. Haç formunda bir mezar taşının ortasına yerleştirilmiş fotoğrafın hemen üzerinde, Fransızca 'Tanrı'nın kutsal uykusunda, 24 Kasım 1925'te, 14 yaşının baharında' yazıyordu. Bu mezar taşındaki fotoğrafa ilk defa bakan biri bunu uyuyan bir çocuk fotoğrafı olarak görebilir. Fakat post mortem fotoğrafçılığı duymuş, örneklerini de görmüş birinin bakışı çok daha farklı olacaktır. Henry'nin bu fotoğraftaki kıyafeti, kolunun duruşu ve yatağının etrafındaki çiçekler, bana bunun post mortem bir fotoğraf olduğunu işaret ediyordu.  İşte bu mezar taşını gördüğümde, yıllar evvel sorduğum soru -bu sefer olası cevabıyla birlikte-  aklıma yeniden düşmüştü.

PhotoGrid_Plus_1660398557280.jpg

Pervititch Aile Mezarlığı - Henry Pervititch Post Mortem Fotoğraf

        Pervititch Ailesi'ni araştıran Müsemma Sabancıoğlu, 2005 yılında Hürriyet Kelebek'te yayınlanmış bir yazıda, Henry Pervititch'in Saint Joseph'de okuduğunu ve 13-14 yaşında İstanbul'da vefat ettiğini belirtmişti. Bu da demek oluyordu ki, Henry'nin mezarındaki bu fotoğraf İstanbul'da çekilmişti. Yaşadığımız bu topraklarda, 1925 yılında bir post mortem fotoğraf çekilmişti.

       Benim için çok önemli olan bu örneği gördükten sonra, bu konu ile ilgili araştırmalara başladım. Başka örnekler görmek, benim gibi bu soruyu soran başka insanlar da var mı, çalışmalar yapılmış mı öğrenmek istiyordum.

Son Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi Post Mortem Fotoğraflar ve Araştırmalar...

        Konu ile ilgili ilk ulaştığım makale, 2016 yılında, İdil Dergisi'nde yayınlamış, Haluk Arda Oskay'ın 'Cansız Bedenin, Sanatın Konu Haline Gelmesi ve Post Mortem Fotoğraf' başlıklı makalesiydi. Şöyle diyordu makalede:  '' Post mortem fotoğraflara Müslüman Osmanlı topraklarında da rastlanmasına rağmen daha çok cenaze töreni sırasında çekilmiş fotoğrafları kapsamaktadır. Bu geleneğin olmayışı büyük oranda, sadece Müslüman halkın görüntülere karşı olan olumsuz tavırlarından dolayı değil, Müslümanların Hıristiyanlardan farklı olarak ölülerini bekletmeden hemen gömmelerinden kaynaklanmıştır (Göktan). ''

        Makalenin devamında ise, Abdullah Biraderler'in 1896 tarihinde fotoğrafladığı Garabet Efendi Tıngır'ın cenazesinin tipik bir post mortem yorumu olduğundan bahsediliyordu.

Haluk Arda Oskay Post-Mortem Foto 1.JPG

1896, Garabet Efendi - Post Mortem, Abdullah Biraderler

        Abdullah Biraderler'in çekmiş olduğu bu fotoğraf bir post mortem örneğiydi. Bu örnek ile birlikte, 'Türkiye'de (Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında) hiç post mortem fotoğraf çekilmiş miydi?' sorusunun cevabı 'Kesinlikle evet' olarak veriliyordu. Fakat bu fotoğraf, post mortem ile ilk tanıştığım fotoğraflardan çok farklıydı. Tıpkı Henry Pervititch'in fotoğrafında olduğu gibi, ölen kişi huzur içerisinde uyuyor gibi gösteriliyordu. Batı Avrupa ve Amerika örnekleri ise çok daha çarpıcıydı. Acaba ülkemizde de, böyle fotoğraflar çekilmiş miydi? Yoksa çekilen tüm fotoğraflar uyur vaziyette miydi?

PhotoGrid_Plus_1661110049729.jpg

1880'ler, Avrupa ve Amerika Post Mortem Fotoğraf Ornekleri

        Aslına bakacak olursanız, ölünün fotoğrafı yaşadığımız bu topraklarda çok sayıda çekilmişti. Fakat bu fotoğrafların konusunun, idam edilen bir insan, öldürülen bir 'suçlu'nun teşhiri, kesilmiş kafalar...vb olması, bunları post mortemin duygusal yönünden çok uzaklaştırmaktaydı. Çünkü post mortem fotoğrafta duygu yüklü bir an, hüzün ve matem işlenirken bu fotoğraflarda daha ziyade 'ibret’ iması var gibidir. 

IMG_20220822_131723.jpg

Yaşadığımız topraklardan post mortem olmayan örnekler

        Makalede geçen ve mezarlıkta karşılaştığım post mortem fotoğrafların haricinde, araştırmamı genişletmek adına, ait olduğumuz coğrafyada çekilmiş başka örneklerin peşine düşmüştüm. Amacım, cenazenin tek başına uyur vaziyette fotoğraflandığı örneklerin haricinde, yurtdışındaki fotoğraflara benzer örnekler bulmaktı. Fakat karşıma çıkan fotoğraflarda gördüm ki, 1890-1920'li yıllar arasında Anadolu'da çok farklı bir post mortem fotoğraf kültürü vardı. Ulaştığım bu fotoğraflar  genellikle Ermeniler'e aitti. Bu fotoğrafların ortak özelliği, cenazenin başında sevenlerinin, yakınlarının toplanması ve kiminin doğrudan kameraya, kiminin ise cenazeye bakmasıydı.

Diyabakır Hafızası Maritsa Furunciyan.JPG

1909 Maritsa Furunciyan - Diyarbakır Hafızası Beşikten Mezara

Harput Bir Ermeni Tüccarın Cenazesi 1890s.jpg

1890'lar Harputlu Bir Tüccarın  Cenazesi

        Araştırmama devam ederken, Ebay'de bir ilan ile karşılaştım. Bu, 1916 yılına tarihlenmiş, Ermeni bir çocuğun cenazesinin ailesiyle çekilmiş bir post mortem fotoğraf ilanıydı. Fotoğraf orjinal değil tekrar baskıydı ve ilanda fotoğrafın Kaliforniya'da çekildiği yazılıydı. Fotoğraftaki ailenin kıyafetleri, erkeklerin giydiği fesleri görünce, Kaliforniya'da çekildiğinden bir anda şüphe duydum. Kaliforniya detayı yazmasa, Anadolu'da çekildiğini rahatlıkla söyleyebilirdim. Fakat, 1890-1918 yılları arasında Ermeniler'in büyük bir kısmının Amerika'ya göç ettiği bilinen bir gerçekti. Günlük kıyafet alışkanlıklarını, geleneklerini koruduklarını düşünürsek bu fotoğrafın Kaliforniya'da çekildiği doğru olabilir. Demek istediğim, bu tarz fotoğraflarda kılık ve kıyafet bize çekildiği yer ile ilgili her zaman doğru bilgi vermemektedir.

Armenian 1916 post mortem California.jpg

1916, Ermeni Aile Post Mortem Kaliforniya - Ebay'de bulunmuştur.

Güzel bir rastlantı ve aranılanın bulunması...

        Ne zaman bir konu ile ilgili çalışmalara başlasam, mutlaka önemli bir rastlantı çalışmamın önünü açar. Bu yüzden rastlantıların mucizesine her zaman inanmışımdır. Tıpkı, 26 Temmuz 2022 tarihinde, çok kıymetli Güven Bayar'ın, Twitter hesabında Yıldız Altaş Yıldız'ın kaleme aldığı 'Sophia'nın Gözyaşları' başlıklı kitabından bahsettiği an gibi...

        Bu kitapta, 1962 yılından iki fotoğraf oldukça dikkat çekiciydi. Vefat eden Sophia ile son bir hatıra için, aile eve özel bir fotoğrafçı getirmiş ve Sophia'nın cenazesi başında ailecek fotoğraf çekilmişlerdi. Fotoğrafta özel bir kurgu yoktu. Sophia'nın cenazesi yatakta, aile üyeleri ise üzgün bir şekilde ona bakıyordu. Fotoğrafın çekiliş amacı post mortem fotoğrafçılık ile doğrudan örtüşüyordu. Acaba aile bu fotoğrafları çektirirken, zamanlarından yüzyıl evvel böyle bir gelenek olduğunu biliyor muydu?

PhotoGrid_Plus_1661354514856.jpg

1962, Sophia'nın Cenazesinde - Sophia'nın Gözyaşları, Yıldız Altas Yıldız

        Bu fotoğrafları görünce, Sn.Güven Bayar ile post mortem fotoğraf üzerine biraz konuştuk. Sonra konuşmamıza  Sn. Mehmet Berksan'ı ve Sn.Gülderen Bölük'ü  davet ettik. Mehmet Bey harika bir makale bularak (Death photography in Turkey in the late 1800s and early 1900s: Defining an area of study, Pelin Aytemiz) bizi önemli ölçüde aydınlattı. Ardından ise çok kıymetli Kaya Tanış, Sivas ve Maraş'ta çekilmiş, Houshamadyan websayfasında yayınlanmış, Ermeni aile arşivlerinden fotoğraflarla önemli ölçüde konuşmamıza destek verdi. Böylelikle görmüş oldum ki, bu topraklarda oldukça fazla post mortem fotoğraf çekilmişti. Ulaşabildiklerimin haricinde, aile arşivlerinde saklı kalmış, belki de ,tıpkı ailemin yaptığı gibi, yırtıp atılmış daha yüzlerce örnek vardı.

PhotoGrid_Plus_1661160670345.jpg

Houshamadyan - Anadolu Ermenileri Post Mortem Fotoğraflar

        Bu konuşmaların ardından, Sn.Pelin Aytemiz'in makalesini heyecanla okudum. Çok mutluydum, çünkü post mortem ile ilgili sorduğum soruyu, biri daha sormuş ve çok kapsamlı bir şekilde, fotoğraflarla birlikte cevabını vermişti. Sadece Pelin Aytemiz değil, gene kendisinin tezinden öğrendiğim, Sn.Bahattin Öztuncay, Sn.Edhem Eldem ve yukarıda bahsettiğim Sn. Haluk Arda Oskay da bu soruyu sormuş ve cevabını vermişti.

       Bu önemli makalenin içerisinde gördüm ki, Bahattin Öztuncay 2003 yılında post mortem konusunu Toplumsal Tarih Dergisi'nin 110. sayısına taşımıştı. 2003 yılında, ölü fotoğrafının çekildiğini bildiğim ama ‘post mortem’ tabirini hiç duymadığım bir yılda... Araştırmamı devam ettirmek üzere ilk işim derginin bu sayısını edinmek oldu. Okuduğumda büyülenmiştim. Bahattin Öztuncay, tüm detayları ve örnekleriyle post mortem fotoğrafçılığı anlatıyor ve yaşadığımız topraklarda bu alandaki örneklerden bahsediyordu! Yazısının içeriğinde, post mortem fotoğrafçılığın pahalı bir çalışma olduğundan dolayısıyla da çekimlerin sadece varlıklı kişiler tarafından sipariş edildiğini vurguluyordu. Post mortem fotoğrafların çoğunlukla ölmüş kişinin uyur vaziyette çekildiğini fakat fotoğrafçının ölmüş kişinin normal uykuda olan bir kişiden ayırt edilebilmesi için çeşitli semboller kullandığından bahsediyordu: '' Bu bazen başaşağı bir çiçek demeti, bazen kucakta bir kutsal kitap, bazen de aile fertlerinin kendi istekleri doğrultusunda ölen çocuğun en sevdiği oyuncakları olabiliyordu.'' (Bahattin Öztuncay, Post Mortem Fotoğraflar, Toplumsal Tarih Sayı 110). - Verdiği bu detaylar ile, yazımın başında bahsettiğim Henry Pervititch'in fotoğrafının post mortem olduğu, çiçekler ve hemen kolunun altında kenarı gözüken beyaz bir sayfa ( belki de kitap) ile kesinlik kazanmaktadır.

 

        Osmanlı İmparatorluğu dönemi Müslüman toplumun gündelik fotoğraflarının bile sınırlı sayıda olması sebebiyle toplumun bu kesiminde post mortem fotoğraf bulunmasının imkansız olduğunu vurgulayan Bahattin Öztuncay, günümüze kalan örneklerin ise gayrimüslim kişilere ait olduğunu söylüyordu. Osmanlı dönemine ait bilinen tek gerçek anlamda post mortem çocuk fotoğrafının Merzifon'da 1880'lerde Ermeni fotoğrafçı H.G. Aslanyan tarafından çekildiğini belirtmiş ve bu fotoğrafı dergide paylaşmıştır. Aşağıda dergiden bu ve diğer örnekleri sizlerle paylaşıyorum.

PhotoGrid_Plus_1661161537119.jpg

1880'ler Merzifon, Foto. H.G.Aslanyan - Toplumsal Tarih Sayı 110

PhotoGrid_Plus_1661161499311.jpg

1. 1885 Foto. Abdullah Biraderler - 2.1899 Khoren Aşıkyan Cenazesi Foto. Paul Tarkoul

        Pelin Aytemiz'in makalesinde Türkiye'de çekilmiş fotoğraflardan iki önemli örnek yer alıyordu. Bunlardan biri 1880'li yıllarda, İstanbul'da Pascal Sebah tarafından çekilmişti. Fotoğraf gene çiçeklerle donatılmış bir ortamda, uyuyor gibi gösterilen bir bebeğin cenazesine aitti. Makalede geçtiğine göre, bu fotoğraf Sn.Bahattin Öztuncay'ın koleksiyonunda yer almaktadır. Diğer örnek ise, 1920'lerde Türkiye'de çekilmişti. Bu fotoğraf, yurtdışındaki örnekleriyle karşılaştırıldığında post mortem fotoğrafın her özelliğini taşıyordu. Bu fotoğraf da Pelin Aytemiz'in koleksiyonunda yer almaktadır.

PhotoGrid_Plus_1661160925835.jpg

1. 1920'ler Anne-Kız Post Mortem - 2.1880'ler Bebek Post Mortem Foto.Sebah

Medyada Post Mortem Fotoğraflar (?)...

        Post mortem fotoğrafçılığı bu kadar çok inceleyip ve bu fotoğrafçılık türünün 1880'lerden günümüze yaşadığımız topraklarda da var olduğunu gördükten sonra, kafamda bir anda eski bir anım canlandı. Bu anının bir anda canlanmasının sebebi, araştırmam sırasında karşılaştığım rahiplerin post mortem fotoğrafları olabilir. 1998 yılıydı ve ben Beykoz'da yazın oturduğumuz evin bahçesinde, babamın aldığı Sabah gazetesini incelerken okuduğum bir haberle bir anda şaşkınlığa uğramıştım. Şaşkınlıktan ziyade ürkmüştüm desem daha doğru olur. Haber, Hatay'da bir kilisede uzun yıllar görev yapmış ve cemaatin çok sevdiği bir papazın cenazesi ile ilgiliydi. Beni esas ürküten ise, haberde yer alan fotoğraflardı. Çünkü kilisenin papazı Dimitri Papas'ı cemaati, ona olan sevgisini göstermek için, onu tabut yerine makam sandalyesiyle gömmek istemiş ve bunu gerçekleştirmişlerdi. Gazetede, papazın cenazesinin sandalyeye bağlanmış vaziyette bir fotoğrafı ve bu halde cemaatin elleri üzerinde mezarlığa taşınmasının fotoğrafı yer alıyordu.

       Haberi internet üzerinde aradığımda, sabah gazetesinin arşivinde buldum ve doğrudan Atatürk Kütüphanesi'ne gittim. 4 Ağustos 1998 yılında basılmış haberde şöyle diyordu: ''Tören ayinlerle başladı. Sonra hemen kilisenin yanındaki morgda bulunan cenaze kiliseye getirilerek bir koltuğa oturtuldu. Yüzü ve elleri pudralandı. Düşmemesi için elleri koltuğa bağlandıktan sonra boynuna bir İncil asıldı. Sonra onu son bir kez kucaklamak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdular.''

PhotoGrid_Plus_1661162053659.jpg

4 Ağustos 1998 Sabah Gazetesi - Tabut Yerine Koltuk 

        1998 yılında gazete de paylaşılan bu fotoğraflar da bir tür post mortem fotoğraf sayılabilir miydi? Duygusal bağ, matem ve cenazenin fotoğrafı aynı karede yer aldığına göre belki sayılabilir. Tıpkı, 2013'te vefat eden Ermeni Kilisesi Başepiskoposu Şahan Sıvacıyan'ın cenaze töreninde çekilmiş fotoğraflar gibi.

sahan-sirpazan-1-1024x683.jpg

2013 - Sahan Sıvacıyan'ın Cenazesi

        Baktığımızda, vefat eden kişi kıyafetleri içerisinde uyuyor gibi gözükmekte ( ya da oturtulmuş ), çevresinde bir tören gerçekleşiyor ve bir yas tutma söz konusu. Fakat bu fotoğrafların, bir anıdan ziyade haber oluşturmak üzere çekilmesi onu bu bağlamdan uzaklaştırıyor sanki. Ayrıca burada pozlamayı post mortem fotoğraflarda olduğu gibi fotoğrafçı yapmamış, ölen kişi sadece bir anma için hazırlanmış. Şu ana kadar okuduklarımdan anladığım, post mortem bir fotoğrafı özel kılan detaylar, fotoğrafçının bir stil çalışması, fotoğrafı gerçekten sevenlerinin çektirmesi, baktıkça onu hatırlaması ve yas tutmasıdır. Medyada çıkan bu fotoğrafların 'post mortem fotoğraf' sayılıp sayılmayacağını konunun esas uzmanlarına bırakıyorum. Olur da bana ulaşırlarsa, yazımın bu kısmını sevinerek güncellerim.

        Sonuç olarak; yaşadığımız topraklarda 1880ler'den günümüze post mortem fotoğraflar kesinlikle çekilmiştir. Üstelik bu topraklara özel bir post mortem fotoğraf tarzı oluşmuş bile diyebiliriz. Ölünün fotoğrafının çekilmesi yüzyıl evvel bitmemiş, bir gelenek olarak görülmese de, içgüdüsel ve haber amaçlı günümüze kadar devam etmiştir.

       Bu yazıda paylaştığım fotoğrafların biri hariç hepsi arşivlerden ve yayınlardan alınmış ve kaynakları belirtilmiştir. Yazının en başında paylaştığım Henry Pervititch'in post mortem fotoğrafına başka hiçbir kaynakta rastlamadım. Bu fotoğrafı Pangaltı Latin Katolik Mezarlığı’nda farkedip, bu araştırmamla birlikte, yaşadığımız topraklarda çekilmiş post mortem fotoğraf örneklerine bir yenisini kazandırdıysam ne mutlu bana...

24.08.2022

Yazan: Dimitri Daravanoglu

Kaynakça: 


1-) Haluk Arda Oskay, Cansız Bedenin, Sanatın Konusu Haline Gelmesi ve Post Mortem Fotograf, İdil, 2016, Cilt5, Sayı 27

2-) Pelin Aytemiz, Death photography in Turkey in the late 1800s and early 1900s: Defining an area of study, 2013

3-) Bahattin Öztuncay, Post Mortem Fotoğraflar, Toplumsal Tarih Sayı 110, Şubat 2003

4-) Yıldız Altaş Yıldız, Sophia'nın Gözyaşları - İnce Sızı, MKB Halk Kütüphanesi Yayınevi, 2021

5-) Cemil Taktak, Tabut Yerine Koltuk, Sabah Gazetesi, 04 Ağustos 1998

6-) Zeynep Çelik, Edhem Eldem, Bahattin Öztuncay, Frances Terpak & Peter Louis Bonfitto, Camera Ottomana:  Osmanlı İmparatorluğu’nda Fotoğraf ve Modernite, 1840-1914, Koç Üniversitesi Yayınları, 2015

7-) https://historyofyesterday.com/the-practice-of-death-photography-in-victorian-times-1d146d42245d

8-) https://museemagazine.com/features/2018/12/18/the-brief-and-lively-history-of-postmortem-photography

9-) https://tr.pinterest.com/pin/200058408420803482/

10-) http://www.turkiyeermenileripatrikligi.org/site/basepiskopos-sahan-sivaciyanin-cenaze-toreni/

11-) https://diyarbakirhafizasi.org/besikten-mezara-uzanan-gelenek/

12-) https://www.houshamadyan.org/tur/home.html

13-) https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/nereden-geldik-sorusunun-cevabini-bulmak-pek-kolay-degil-38709352

bottom of page